İnsanlık tarihinde savaşlar, çatışmalar, trajediler, ayrımcılık, ırkçılık… Hiç eksik olmadı. Bunlar arasında yakın geçmişte yaşanan ve ayan beyan gerçek olan bir konu var: siyahilere yönelik ırkçılık. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, çok da uzak olmayan bir geçmişte çok ağır ırkçılığa uğrayan siyahiler olduğunu dünya alem biliyor. Hatta bu ABD’de de kabul edilmiş bir gerçek artık. Bu gerçeğe yönelik hazırlanan ve yakın dönemde Netflix’te yayınlanan bir film olan Just Mercy hakkında, izledikten hemen sonra bu yazıyı yazmaya başladım.
Just Mercy – Hakkında
2019 yapımı olan Just Mercy, 6 Eylül 2019’da Toronto Film Festivali’nde ilk gösterimini yapmış ve 25 Aralık 2019’da ilk defa yayınlanmış, Amerikan yapımı bir film. “Just Mercy: A Story of Justice and Redemption” adlı kitaptan uyarlanan ve 137 dakikalık olan film, 2015’te yayınlanan Fantastik Dörtlü’deki rolüyle de tanıdığımız Michael B. Jordan’ı başrolde, başarılı ve ödüllü oyuncu Jamie Foxx’u ise yan rolde izlettiriyor.
Just Mercy – Konusu
Gerçek bir hikayeden uyarlanan Just Mercy, 20. yüzyılda ABD’nin Alabama eyaletinde ırkçılığa maruz kalan, bu yüzden suçsuz yere cinayet suçlamasıyla hapse giren ve verilen idam cezasının infaz edilmesini bekleyen Walter McMillian, ya da halk arasında bilindiği adıyla Johhny D’nin, yaşadıklarını konu alıyor. Harvard’dan yeni mezun olmuş bir avukat olan Bryan Stevenson, mezuniyetinden sonra Alabama eyaletine taşınır ve buradaki tek amacı, ırkçılığa maruz kalıp adil yargılanmayan ve idam cezasına çarptırılan siyahilerin yeniden yargılanmalarını ve cezalarının hafifletilmesini ya da suçsuzluklarının kanıtlanmasını sağlamaktır. Bu amaç uğrunda Stevenson, Johhny D.’ye de yardım edecektir. Uzun uğraşlar, uykusuz geceler, sonu gelmeyen araştırmalar ve çalışmalar, Stevenson’ın aslında ırkçılığa karşı bir savaş verdiğini fark etmesine sebep olacaktır.
Just Mercy – Kişisel Yorumum
Yazının başında da belirttiğim gibi, yakın geçmişte siyahilere yapılan ırkçılık, artık tüm dünyanın bildiği bir gerçek. Filmin konusu her ne kadar klişe bir konu olsa da, gerek oyunculuk, gerekse de senaryonun akışı izleyiciyi filmde tutmayı başarıyor. Özellikle de ikinci oyuncu Jamie Foxx’un performansı, bence tek kelimeyle harikaydı. Zaten Jamie Foxx, bu filmdeki rolüyle birçok ödüle de layık görüldü. Filmin sonlarına doğru, eğer biraz olsun empati yapabiliyorsanız, gözlerinizin dolmaması mümkün değil. Kişisel puanım 8/10, iyi ki izlemişim dedirten bir film oldu. Tavsiye ederim.